ÖNYARGI

Peki, bu ne demek: Hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığımız konu ve kurumlar üzerine söylenecek çok sözümüz olduğu anlamına geliyor. Biz insanlar ne yazık ki hüsn-i zan ile birbirimize bakamıyoruz. Kulaktan dolma bilgilere itibar ediyor; karşımızdaki kişinin doğruluğunu ve yanlışlığını ona göre zihnimizde canlandırıyoruz. Oysa o kişi; söylenenlerin aksine eşi benzeri olmayan bir zatta olabilir yahut söylenenlerin aksine bir ot kadar hükmü de olmayabilir. Sanırım kestirme yolları seviyoruz; zamanla tanımak yerine bir anda hüküm verip, insanları sınıflandırmak ‘’iyi ya da kötü ‘’olarak bize daha artı bir görüş gibi geliyor. Peki, aynı sınıflandırmanın içinde siz de olsaydınız? Sizi tanımayan insanlar; hakkınızda sizinle ilgili bir kalıp oluşturmuş olsalardı. Sizinle aynı havayı solumayan, sizinle iki muhabbeti olmayan insanlar, sizi biçimden biçime soksalardı hoşunuza gider miydi? Gitmezdi de mi? 

Önyargı da bulunmuş olduğumuz kişinin kul hakkına da girebileceğimiz bir gerçek var desem, bu hoşunuza gider miydi? Bu da gitmezdi de mi? Kim sevaplarının eksilmesini ister ki; ya da sevaplarının yeterli gelmediği yerde başkasının günahını üzerine almayı; kimse istemez sanırım. 

O zaman tanımadığımız insanlarla ilgili olarak; bir tavır içine girmeden önce; tanımaya ve anlamaya çalışalım. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) buyurmuştur ki: “Her biriniz ancak Allah’a iyi zanda bulunarak ölsün.” 
“İyi ve güzel zan imandandır.”

Selam ve muhabbetle…
 
Güllü Ersoy