MHP İstanbul İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş ile yapmış olduğumuz söyleşiyi siz okurlarımız için kaleme aldık. Çarpıcı açıklamalarda bulunan İl Başkanı Karataş hendek siyasetini eleştirirken, hükümetin Barış Sürecinde Terör örgütünün silahlandığını ileri sürdü.
Terörle Mücadele Milli Meseledir
Terör Türkiye’nin meselesidir. Devletin, Emniyet güçlerinin, adalet mekanizmasının çok yoğun bir şekilde çalışması gereken bir meseledir. Millî İstihbarat teşkilatın yoğun bir şekilde çalışması gerekir. Teröre hiçbir zaman taviz verilmemesi gerektiği, Milliyetçi Ülkücü camianın bütün mensupları ve kadroları bu güne kadar meclis toplantılarında ve siyasi organlarda terör ile müzakere olmaz mücadele olur demiştir. Gelişmiş toplumlarda güçlü devletlerde terörle masaya oturma yoktur. Sonlandırma vardır. Fransa, Almanya ve Rusya’ya bakın kendi askerini, polisini tehdit eden hiçbir oluşumun, büyümesine ve güçlenmesine müsaade etmez.
Sıkıyönetim İlan Edilmeli
13 yıllık bir Ak parti iktidarı, geçmişte barış adına kardeşlik adına bir safsataya çözüm süreci dedi. Çözüm süreci çözümsüzlüğe getirdi. MHP kurumsal kimliği olarak, yönetimi olarak, seçimler öncesinde olaylar hat safhaya ulaştığı Temmuz sonrası terörün hızlandığı süre içerisinde sıkıyönetimin derhal gerçekleşmesi gerektiği ifade etmiştik.
Sıkıyönetim neden yapılır. Orada eğer bir emniyet eksikliği yaşanırsa, Türk vatandaşı Kürt kökenli kardeşlerimizle, teröre destek olanları birbirinden ayırmak için bir sıkıyönetim ortaya koymak gerekir. Çünkü o bölge coğrafyasında bin yıllık kardeşlik hukukumuz olan bin yıldır aynı coğrafyada yasadığımız Türk vatandaşı olan Kürt kökenli kardeşlerimizle, teröre destek veren ve terörizmi zirveye taşıyan, PKK’ya destek veren ülkenin bölünmesine ve parçalanmasına sebep veren dağdan inme örgüt elemanları vardır.
Türkiye güçlü bir devlettir
Devletin emniyet güçleri silahlı güçleri müdahale etmiş olsaydı bu güne kadar bu olaylar bu noktalara gelmezdi. Yollara mayınlar, bombalar ve hendekler oluşturulmazdı. Oradaki Belediyenin yapmış olduğu eylemlere devlet göz yummasaydı Türkiye bu günlere gelmezdi. Türkiye güçlü iradesini ortaya koyduğu zaman terör sonlanır. Türkiye güçlü bir devlettir.
Teröre pabuç bırakacak kadar zayıf değildir. Geçmişi olan medeniyeti olan bin yıllara dayanan tarihi olan ordusuyla güçlü bir devlettir. Terörün bitmesi için güçlü bir siyasi iradeye ihtiyaç vardır. O iradeyi ortaya koyduğunuz zaman devletin silahlı güçleriyle ve adalet mekanizmasıyla doğru bir şekilde istihbarat teşkilatını da işlevli bir hale getirdiğinizde bu sorun çözülür.
Halkta Korku ve Tereddüt Yaratmış
Hepimiz tarafından biliniyor ki, 1 Kasım seçimleri öncesi Temmuz ayında hızlanan terör olaylarında hükümet geçmişten bu güne kadar bu olayların büyümesine sebep olmuştur. Eski başbakan ve bu günün Cumhurbaşkanı olan ve bugünkü hükümetin bütün mensupları o bölgede valilere yetki vermişti. Valilerde aldıkları yetkiyle asker, polis ve istihbarat güçlerine silah kullanmama emri vermişti. Bundan kaynaklı olarak orada terörün palazlanmasına ve büyümesine neden olundu. Bu yanlış politikanın doğurduğu süreci şimdilerde görüyoruz. Halkta korku ve tereddüt yaratmış, halkta yaratılan korku ve tereddütten dolayı halk sinmiştir. Terör orada zirve yapmıştır. Devler kendi gücünü ve imkânını kullanmaya başladığında terör sıkışıp kalmıştır. Devlet gücünü göstermeye başladığında tekrar halktan desteği ileriki günlerde alacaktır.
Özel Harekâtı Yok Ettiler Sindirdiler
Terörle mücadeleyi terörizme karşı oluşturacağınız bir orduyla mücadele etmelisiniz. Özel harekâtı yok ettiler sindirdiler.
Terörün en korkulu rüyası olan, teröre karşı savaşta başarılı olan Özel Harekâtı kenara bıraktılar. Devlet yetiştirmiş olduğu iyi kadroları şu anda o bölgeye göreve gönderdi.
Şu anda orada teröre karşı bir başarı var. İnşallah bir an önce bitirirler.
Parlamentoda çözülmesi gereken bir sorundur.
Bu olayı hükümet üzerine giderek, parlamentoda da bütün siyasi partiler destek vererek çözecektir. Bu sorun tek başına bir siyasi partinin çözeceği sorun değildir. Ülkenin top yekûn çözeceği bir sorundur. Ülkemizde en büyük acıyı ve sıkıntıyı o coğrafyada yaşayan Türk vatandaşı Kürt kökenli kardeşlerimizdir.
Terörle biçimlendiriliyorlar, sıfatlandırılıyorlar. İnşallah bunlar son bulacak. Halkımız bu acıları bir daha yaşamayacak.
Bu operasyonlarda sivil vatandaşların öldürüldüğü basında yer alıyor.
Şimdi bunlar söylentiden ibaret. Gerçeği bilemeyiz. Bizler devletin imkânlarından faydalanamıyoruz. Devletteki bilgiler bizlerde yok. Bölgede yaşanan olayların bugün hat safhaya çıkmasında ki sorumlusu ve sebebi biz değiliz. Terörün dili dini coğrafyası olmaz. Terörün her türlüsüne karşı olmak lazım. Dönem dönem siyasi menfaatler uğruna tavizler vermemek lazım.
Başkanlık Sistemi Diktatörlüktür
Türkiye şu anda başkanlık sistemine hazır bir noktada değil. Coğrafi konumu olarak hazır değil. Ekonomik konumu olarak hazır değil. Türkiye’de başkanlık sistemi diktatörlük demektir. Tek elden yönetim zihniyetin deştirdiği fayda, zarar ve handikapları şimdiden görmüş oluyoruz.
Sivil Anayasadan Yanayız
MHP 80 anayasasısın değişmez olan ilk dört maddesi haricinde değişmesinden yanadır. Vatandaşı ilgilendiren, 80 ihtilalinin getirmiş olduğu yasaların değişmesini MHP istemektedir. Darbe anayasasının sivilleşmesinden yanayız.