Hüseyin Kurkut 15 Temmuz Darbesini Değerlendirdi

15 Temmuz gecesi beklenmeyen bir darbe girişimine hep birlikte tanıklık ettik. Boğaz köprüsü, hava limanları sokaklar ve stratejik noktalar halkımızın emaneti olan silahları eline alan bir grup asker tarafından tutuldu. 12 Eylül darbesinin ardından ülke en korkunç gecelerinden birini yaşadı. Başı yurt dışında olan bir cemaatin ordu içerisine çöreklenmiş kanadının terörünü gördü. Darbe girişimi sokağa dökülen halkın çelik iradesi sayesinde engellendi, fakat darbe girişiminin ülkemize vereceği zarar hayal edilenden çok daha büyük oldu.
 
Ülkemizin yazarları, sosyologları ve konusunda uzman kişilerce darbe girişimi üstüne çok şeyler tartışıldı. Analizler yapıldı varılan ortak nokta esas meselenin göz ardı edilmemesi konusunda hem fikir olundu. Darbeyi gerçekleştirmek isteyen güruh başarısız oldu ama, ülkemize yaptığı kötülükler hafızalardan uzun süre silinmeyecek. Darbeyi gerçekleştirmek isteyen bireyler yaptıklarının bedelini en ağır biçimde ödeyecekler fakat daha büyük ve kapsamlı bedeli ülke ödeyecek.
 
Başarısız bir darbe girişiminin ardından, darbeye karşı durmak, onu yapanları lanetlemek zor olmasa gerek. Darbe sonrası puslu ortamda demokrasi, insan hakları ve özgürlüklere sahip çıkmak, darbe fırsatçılığına meydan vermemek. Yatağından fırlayarak amansız, fakatsız darbeye karşı çıkarken, aynı şekilde demokratik hak özgürlükleri sonuna kadar savunmak ta görev sayılmalıdır. Kısacası kuru kurusuna darbeye karşı çıkmak yetmez. Demokratik hukuk devletini savunmak gerekir. 
 
Darbe girişiminde bulunanların en acımasız biçimde yargılanması gelecek açısında da en temel sorunların başında gelir. Elbette bu yargılanma adil olmalı demokratik hukuk devleti kuralları dışına çıkmamalıdır. Masumiyet karnesi unutulmadan, adil yargılanma hakkı unutulmadan intikam duygusuyla adalet duygusunu bir birine karıştırmadan uygulanmalıdır. Hak eden hak etiği cezaya çarpıtılarak gerekli önlemler alınmalıdır.