Hıdır Karadaş, Türkiye’de ki siyasi partilerin tümü, her seçim öncesi “ Cemevleri ibadethane olarak tanınmalıdır söylemi seçim sonrası ne hikmetse unutuluyor” dedi. Mevcut iktidar partisi tarafından daha önce, Alevilerin ibadethanesi olan cemevlerinin yasal statüye kavuşması için sözüm ona Alevi çalış tayları oluşturuldu, fakat bunda da bir sonuç çıkmadı. Bugün bile Cemevleri yasal olarak alevilerin inanç merkezidir denilse bile, bu aleviler için pozitif ayrımcılık değildir. Bir hak teslimidir. Hem de evrensel insan haklarının gereğidir” dedi.
Hıdır Karadaş, yaptığı basın açıklamasında, Cumhurbaşkanlığı makamına yazmış olduğu dilekçede İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin birçok maddesindeki hükümleri hatırlatarak şöyle konuştu. “ Dilekçesinin içeriğinde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 18. maddesindeki “Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır” hükmünü temel alan Karadaş, benzer biçimde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 25 Kasım 1981 tarihinde kabul edilen “Din veya İnanca Dayalı Her Türlü Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılığın Kaldırılması Bildirisi ”ne de atıf yaptı.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 1982 Anayasası ve AİHM kararlarına da yazdığı dilekçenin gerekçesine deyinden Karadaş, Biz kimseden bir şey dilenmiyoruz var olan hakkımızın teslim edilmesini talep ediyoruz. Bizim dilekçemiz kapsayıcı bir düzenleme öngörüyor” dedi.
Biz canların inanç ve ibadetlerini yerine getirdiği cemevlerinin bir ibadethane olarak tanınmaması Anayasanın gerek 24. maddesine ve gerekse 90. maddesine aykırı olduğu gibi, iç hukukumuzun üstünde yer alan insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelere de aykırıdır. Cemevlerinin yasal statüsünün belirlenmesi yoluyla yaşanan sorunlarına çözüm getirilmesini istiyoruz. Biz sadece Cemevlerinin sorunlarının değil, aynı zamanda diğer inanç merkezleri olan ‘Cami, Mescit, Cemevi, Kilise ve Sinagogların’ bir sorunu varsa onlarında çözülmesinden yanayız” dedi.