DARBE KALKIŞMASI, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ ve AK PARTİ İKTİDARI

Okunma: 674
Sultangazi 7 Eylül 2016 21:38
Videoyu Aç DARBE KALKIŞMASI,  HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ ve AK PARTİ İKTİDARI
A
a

Yaşam Gazetemizde yayınlanan önceki yazımız Avrupa Birliği (AB) üst düzey iki ismin Türkiye'de paralel yapının kalkıştığı darbe girişimi ile ilgili yaşadıkları şaşkınlık ile özeleştiri mahiyetindeki açiklamaları üzerinden bir kritik yapmış ve konunun takipçisi olacağımızı belirtmiştik. Bugünkü yazımız da konun ehemmiyeti açısından bu zemin üzerinde olacak.

Avrupa Parlamentosu (AP) dış ilişkiler komitesi başkanı Elmar Brok ile
AP Türkiye raportörü Kati Piri'nin Türkiye ziyaretleri sonrası AB
yetkilileriyle gerçekleşen bir sonraki önemli temas, Slovakya’nın
başkenti Bratislava'da düzenlenen AB Gayrıresmi Dışişleri Bakanları
Toplantısı idi.

Slovakya'nın başkenti Bratislava'da gerçekleşen toplantıya Türkiye'den
üst düzey bir katılım oldu. Zira AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer
Çelik'in katılması, AK Parti iktidarının gayriresmi de olsa bu
toplantıya verdigi önemi göstermiştir.

Elbette bunda ABD ile bozulan ilişkilerin yanısıra Suriye krizi
nedeniyle son dönemlerde Rusya ve İran ile yaşanan gerilimlerinin de
payı büyüktür. Buna rağmen AB'nin Türkiye'ye karşı ikircikli
politikası nedeniyle oluşan ön yargıların ortadan kalktığı anlamına
gelmiyor. Bunu da en somut, Ömer Çelik'in AB yetkililerine karşı
sarfettigi eleştirilerden anlamak mümkündü.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa ülkelerini darbe
girişiminin ardından "itidal çağrılarının" (!) yapıldığı ve Türkiye'ye
yeterince destek olmamakla eleştirdi.

Ömer Çelik şu açiklamalarda bulundu: “Hükümetimizin ve halkımızın
yaşadığı hayal kırıklığını açık bir şekilde anlattım. Darbeden 24
sonra yapılan açıklamalarda taraflara itidal çağrısında bulunuluyor.
Burada taraflar yok, bizi öldürmek isteyenler var, bir de biz varız.
Dolayısıyla burada bize itidal çağrısı değil, darbecilere kınama
çağrısı yapılması lazım.”

Hukukun üstünlüğüne ne denli bağlı olduklarını ise Çelik şu sözlerle açıkladı:
“Bakın darbeden bir gün sonra 16 Temmuz’da ve 17 Temmuz’da çatışmalar
sürerken, bütün darbeci askerleri öldürebilirdik. Henüz
yakalanmamışlardı ama bunu yapmadık. Hukukun önüne çıkarmak için canlı
yakaladık. Arkasından Cumhurbaşkanımızı öldürmek isteyen tim, 10 gün
boyunca ormanda saklandı. Onlar yakalandığında çatışmada
öldürülebilirdi ama bunun yerine canlı yakalamak tercih edildi. Demek
ki onları hukukun önüne çıkarmak istiyoruz, intikam istemiyoruz.
Adalet istiyoruz”

AB Bakanı tarafından yapılan bu açıklamalar ve tespitler ne kadar
isabetli değil mi!
AB'ye üyelik yolunda yarım asırdır zaman tüketmiş bir ülke ciddi bir
darbe tehditi geçiriyor, bu tehdite maruz kalan Türkiye'ye, destek
olmak yerine derin bir sessizliğe bürünmüş, bekle gör politikası
sergileyen bir AB!

Elbette bu durum, Türkiye açısından kabul edilebilir bir durum değil!
AB'ye üyelik yolunda her fırsatta Türkiye'yi isteksizlikle suçlayan
birlik yöneticileri, biraz da kendi ikircikli politikaları üzerinde
düşünüp, hatalarını daha fazla görürse bu Türkiye hükümetini birliğe
üyelik noktasında daha da cesaretlendirecektir.
 

08.09.2016

Ahmet Süt

1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

hava durumu HAVA DURUMU
arşiv HABER ARŞİVİ
linkler LİNKLER
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat