Bu İlçe Altunay’a Çok Şey Borçlu

Sultangazi 2008 yılında Gaziosmanpaşa İlçesinden ayrılarak ilçe statüsüne kavuştu. Daha önceleri iki büyük mahalle olan Sultançiftliği ve Gazi Mahallelerinin isimleri birleştirilerek Sultangazi ismini aldı.
 
Kimi çevreler köy, kimi çevreler unutulmuş, görmemezlikten gelinmiş varoş olarak adlandırdığı bu yere 2009 yılındaki yerel yönetim seçimlerinde Cahit Altunay Sultangazi Kurucu Belediye Başkanı seçildi. Gaziosmanpaşalıların yakından tanıdığı uzak mahallelerin çokta tanımadığı bu isim Sultangazi Belediye Başkanı seçilmişti. Seçilmesine seçilmişti fakat oturacağı bir koltuk, çalışma yapacağı bir makam odası yoktu.
 
Başkan Var Makam Odası Yok
 
2009 yılında yapılan yerel yönetim seçimlerinde Altunay büyük bir farkla belediye başkanı seçilmişti. Fakat makam odası yoktu. Yol yapım olarak bilinen yere bir makam odası hazırlandı. Altunay ilk çalışmasını bu makam odasından yapmaya başladı. Gaziosmanpaşa Belediyesinde çalışan birçok memur ve işçi bu belediyeye nakledilmişti. Altunay, hemen işe koyuldu. SANKO Sanayi sitesinin hemen yanında bulunan belediye araçlarının park ettiği yeri Belediye Başkanlık makamı olarak hayata geçirdi. Çok küçük ve verimsiz olan bu yer artık belediye başkanının makam odasıydı.
 
İlk Kiralık Yer
 
Kısa bir süre sonra bir yer kiralanarak belediye başkanının makam odası ve diğer birimler buraya taşındı. Burası biraz daha ferah ve vatandaşın gelip gitmesi için uygun bir yerdi. Altunay yeni bir ilçeye belediye başkanı olmanın hem avantajını hem de dez avantajını yaşıyordu. Bir yandan yapılacak her hamle vatandaşlar tarafından övgüyle karşılanırken, yapılacak en ufak hata çok şeye mal olacaktı.
 
Belediye Başkanı Neden Bizden Değil
 
Yaşadığımız ilçe genel anlamıyla Anadolu insanlarının yoğunlukta yaşadığı bir yerdi. Farklı kültürlerin ve kimliklerin yaşadığı bu yerde çekememezlik, dedikodu mekanizması hiç boş durmuyordu. Adamcılık yapılmaya çok müsaitti. Her ilin insanı belediye başkanı neden bizden değil serzenişinde bulunuyordu.
 
10 Altın Yıl
 
Sultangazi’nin hizmette on yılını anlatmaya kalksak kimse inanamayacaktır.  “ Bu hizmetleri abarttığımızı, Cahit Altunay sevicisi olduğumuzu iddia edecektir.”  Bütün söylene bilecekleri göze alarak biz yinede objektif davranarak yapılanları anlatmaya çalışalım. İlk önce insan ilişkileri üzerinde durarak konuya eğilelim. Bilindiği üzere Sultangazi Sultançiftliği ve Gazi Mahallelerinin birleşiminde oluşan bir ilçedir. Sultançiftliği tarafında 11 mahalle Gazi tarafında 4 mahalle bulunmaktadır. Sultançiftliği tarafında Sunni, Gazi tarafında Alevi vatandaşlar yoğunlukta yaşamaktadır. Bu iki ayrı görüşü bir arada tutmak kardeşçe bir arada yaşamalarını sağlamak büyük erdemliliktir. Bunu başarabilmek her baba yiğidin harcı değildir. Cahit Altunay tamda bunu başaran isim oldu.
 
Yeşil Alan
 
Sultangazi’nin yeşil alanı genel anlamda Gazi Mahallesi sınırları içerisindedir. 1970 tarihlerinde orman bakanlığı tarafından çam ağaçları dikilen bu alan birçok şeye tanıklık etmiştir. Kimse bu alanı mesire alanı olarak kullanmamaktadır. Birçok insan korktuğu için bu ormanın kıyısından bile geçmemektedir. Orman gelişi güzel büyümüş dallar iç içe geçmiş yangın tehlikesi her an beklenen bir yer konumundadır. Altunay kurmaylarıyla bir araya gelerek ilk olarak bu alanı modern bir mesire alanına dönüştürülmesi için talimat verdi. Alevi ve Sunni kardeşliğinin ilk tohumunu da burada attı.
 
Kent Ormanları
 
Yapılan ilk etaba Hacı Bektaş-ı Veli ismini koydu. Anifi tiyatro ve mesire alanı olarak düzenlenen bu alanın yolları parke taşlarıyla örüldü. Yol kenarları büyük kalaslarla koruma altına alındı. Yürüyüş parkurları, seyir teraslarıyla muhteşem bir kent ormanı oluştu. Sadece tek tek halkın mesire alanı olarak kullandığı bir yerden çok bütün dernekler, sivil toplum kuruluşları, odalar bu kent ormanında piknik yapmak için sıra bekledi.
 
Kent ormanının güzelliği İstanbul geneline yayıldı. Artık bu mesire ve piknik alanını kullanan Sultangazi ve çevre ilçeler değil İstanbul’un Anadolu yakasında oturanlarda piknik alanı olarak burayı kullanmaya başladı. Daha fazla talep üzerine Altunay kent ormanının ikinci etabını açmaya karar verdi. Hem yeni bir ilçe hem de kısıtlı imkanlarla başlatılan ikinci etap kısa bir süre sonra hizmete açıldı. İkinci etabın içerisinde bulunan ve Dünyanın en büyük mimarları arasında gösterilen Mimar Sinan’ın yapmış olduğu Güzelce su kemeri, 40 çeşme gibi eserleri nedeniyle bu etaba Mimar Sinan Kent Ormanı adı verildi. Bu etabın içerisinde anifi Tiyatrolar, tenis kortları, voleybol, basketbol, futbol, koşu parkurları, kaydıraklar, çay bahçeleri, hobi bahçeleri, izci kampı daha neler neler. Bakanların, milletvekillerinin ve İlçenin mülki ve idari amirlerinin katıldığı bir törenle açıldı.
 
Bu iki muhteşem kent ormanının giriş bölümüne yapılan kemere de Aşık Veysel Caddesi ismi verilerek kardeşlik tohumlarının yeşermesine vesile oldu. Aslında tamda yapılması gereken buydu. Asırlardır yalan yanlış bilgilerle bulandırılan zihinler artık berrak bir su gibi ortada durmalıydı. Kardeşliğin, dostluğun tohumları mutlaka yeşermeliydi. Altunay, bunu çok ama çok iyi başardı.
 
Yazımız devam edecektir