21.6.1934 günlü, 2525 sayılı soyadı kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasının "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır” biçimindeki birinci cümlesinin,
Anayasa'nın 10., 13. ve 41. maddelerine aykırılığı savıyla iptaline karar verilmiştir. Çocuğun velayeti anneye bırakılsa dahi babasının soyadını alır ifadesi 2011 yılında iptal edilmiştir.
İşte anayasanın 10., 13, ve 41, maddeleri
Anayasanın 10. maddesi; "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 07/05/2004 - 5170 S.K./l. mad) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür...”
Anayasanın 13. maddesi; "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyet'in gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”
Anayasanın 41.maddesi; "Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır...”
Annenin dava yoluna başvurması gerekiyor
Anayasa Mahkemesi, boşandıktan sonra kadının velayeti kendisinde olan çocuğa, soyadını vermesi hakkında kararlar emsal teşkil etmiş olacaktır. Uygulamada ise boşandıktan sonra çocuğunun kendi soyadını almasını isteyen annenin dava yoluna başvurması gerekmektedir.
Av. Nevin Ömeroğlu DEMİREL
Ömeroğli Hukuk Bürosu