Uzun yıllar boyunca birlikte yol yürüdüğüm ve her zaman çalışmalarında yanında durduğum siyasetçi Ali Acar’ın yapmış olduğu analizleri büyük bir dikkatle takip ettim ve değer verdim.
2014 yılı öncesinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesi olduğu dönemde tanıdığım, dürüstlüğüne, ahlakına ve kişiliğine güvendiğim Avukat Ali Acar, siyasetin karmaşık dünyasında her daim bir yol gösterici olmuştur.
2014 yerel seçimlerinde İstanbul-Sultangazi'de Belediye Başkan adayı olduğunda, onunla birlikte çalışma fırsatım oldu. İlçe Başkanlığı adaylığı, İl Başkan Yardımcılığı görevleri ve milletvekili aday adaylığı süreçlerinde de yine yanında oldum. 2024 yerel seçimlerinde Sultangazi Belediye Başkan Aday Adayı olduğu dönemde de aynı şekilde yol arkadaşlığı yaptık. Tüm bu süreçlerde, partisine olan inancının ve yol arkadaşlarına, yoldaşlarına olan sadakatinin ne denli sarsılmaz olduğunu bir kez daha gördüm. Onun dürüstlüğü ve sadakati, tartışmaya mahal vermeyecek kadar net ve berraktır.
Av. Ali Acar’ı yakından tanımış biri olarak, onun sosyal demokrat, gerçek bir ilerici aydın olduğunu anlatmak benim için büyük bir mutluluk kaynağıdır. Onun düşüncelerini ve duruşunu yansıtmak, bu değerli insanın siyaset sahnesindeki yerini daha iyi anlatmak, bir basın mensubu olarak benim için onurdur.
Siyasetçi Av. Ali Acar’ın kişiliğine ve partisine olan bağlılığına olan güvenim tamdır. Ahlaklı, dürüst, ve kararlı bir insan olarak tanıdığım Acar’ın siyaset dünyasında ve toplumda daha iyi yarınlar için çalışacağına olan inancım sonsuzdur. Bu yazıyı kaleme almak, onunla olan yol arkadaşlığımı ve ona duyduğum saygıyı bir kez daha dile getirmek, bana ayrı bir mutluluk verdi.
Sosyal demokrat düşüncenin temel unsurlarından biri olan eleştiri ve özeleştiri, bir siyasi hareketin kendini yenileme ve ilerleme potansiyelini koruması açısından hayati öneme sahiptir. Av. Ali Acar, bu çerçevede sosyal demokrasinin yalnızca parti içi birliği ve beraberliği değil, aynı zamanda farklılıkları kucaklayan, eleştiriye açık bir yapıyı benimsemesi gerektiğini savunmaktadır.
Birçok siyasi hareket, iç eleştirileri zayıflık olarak algılar ve bu tür tartışmaları bastırmayı tercih eder. Ancak Acar'a göre, çağdaş bir sosyal demokrat parti, bu anlayışı geride bırakmalı ve eleştiriyi, hele ki içeriden gelen eleştiriyi, bir zenginlik kaynağı olarak görmelidir. Partinin geleceği, sadece mevcut durumun korunmasına değil, aynı zamanda farklı fikirlerin ve yaklaşımların sürekli olarak değerlendirilmesine ve geliştirilmesine bağlıdır. Bu nedenle, birlik yerine çeşitlilik, inanç yerine kuşku, lider yerine örgüt ön planda tutulmalıdır.
Bu yaklaşım, sosyal demokrasiyi daha geniş bir perspektife oturtmayı sağlar. Eleştirinin ve özeleştirinin merkezi olduğu bir parti, toplumun beklentilerine daha iyi cevap verebilir. Acar, sosyal demokrasinin gücünü sadece bir liderin vizyonuna bağlı kılmak yerine, tabandan gelen fikirlerin ve eleştirilerin örgüt içinde serbestçe dolaşmasına izin veren bir yapıdan alması gerektiğine inanır. Bu tür bir örgütlenme, sadece parti içinde değil, toplumsal yaşamda da daha demokratik ve kapsayıcı bir yaklaşımın öncüsü olacaktır.
Parti içi eleştirinin bu denli önemli olduğu bir ortamda, Acar'ın savunduğu "yaratıcı düşünce çağı" anlayışı devreye girer. 21. yüzyılın getirdiği yenilikler ve teknolojik gelişmeler, toplumsal yapıları kökten değiştiriyor. Bu değişimlere ayak uydurabilmek ve sosyal demokrasiyi günümüz dünyasında etkin kılabilmek için, yaratıcı düşüncenin teşvik edilmesi ve eleştirel bakış açısının korunması gerekir. Eski düşünce kalıplarına bağlı kalmak, yeniliklerin ve ilerlemenin önünde en büyük engel olabilir.
Acar, özellikle Türkiye gibi uzun süre azgelişmişlik süreci yaşamış, tarihsel çelişkilerle dolu bir ülkede, yaratıcı düşüncenin ve yapıcı eleştirinin sosyal demokrasinin geleceği için ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Toplumun layık olduğu dinamizmi yakalayabilmek için, eski ve yetersiz fikirlerin yerini yenilikçi ve çağdaş yaklaşımlar almalıdır. Bu değişim, ancak ve ancak eleştiri ve özeleştirinin merkezde olduğu, geniş bir fikir ufkuna sahip ve cesur bir sosyal demokrat hareketle mümkündür.
Sonuç olarak, Av. Ali Acar'ın perspektifinde, sosyal demokrat bir partinin başarısı, sadece birlik ve beraberliğe değil, aynı zamanda farklılıkların kucaklanmasına ve eleştirinin teşvik edilmesine bağlıdır. Parti içi ilişkilerin niteliğini yeniden gözden geçirmek, sosyal demokrasinin çağdaş dünyada daha etkin bir rol oynamasını sağlayacak en önemli adımlardan biridir.