Dünya Anti-Doping Ajansı'nın (WADA) bugün yayınladığı geniş kapsamlı raporda yer alan bilgiler Türk atletizmine büyük darbe vuracak nitelikte. 2012 Olimpiyat Oyunları'nda 1500 metrede altın madalya kazanan
Aslı Çakır Alptekin'in doping yaptığının ortaya çıkmaması için IAAF'ten iki yetkiliye rüşvet verdiği ortaya çıktı.
WADA'nın raporunda yer alan bilgilere göre bu olay şöyle gelişti:
"DOPİNG SKANDALINI ÖRTMEK İÇİN 650 BİN EURO İSTEDİLER"
"Alptekin'in altın madalya kazanması sonrası devletten 500 bin Euro'luk bir ödül kazanması iki IAAF yetkilisini harekete geçirir. PMD (Papa Massada Diack, başkan
Lamine Diack'ın oğlu, geçtiğimiz günlerde ömür boyu men cezası aldı) ve KD kardeşler, Aslı'nın doping yaptığını öğrenirler ve Kasım 2012'de Aslı'nın bağlı olduğu kulübün başkanı (O dönem
Üsküdar Belediyesi'nin sporcusuydu) aracılığıyla Aslı ve kocasıyla görüşme talep ederler. 13-17 Kasım 2012 tarihleri arasında PMD,
Monaco'da Aslı'nın kulübünden iki yetkiliyle görüşür. PMD ilk etapta 650 bin Euro talep etmiştir ama daha sonra 350 bine kadar düşmüştür. Fakat yetkililer bu parayı veremeyeceklerini söyleyip
Türkiye'ye dönerler.
"BAŞKAN'IN OĞLU İSTANBUL'A GELİYOR"
PMD, bu sefer Aslı ve yetkililerle
İstanbul'da görüşmek istediğini bildirir. PMD
20 Kasım 2012'de
Moskova üzerinden
İstanbul'a gelir ve Hyatt Otel'de konaklar. Ücret, Türkler tarafından karşılanmıştır.
Aynı gün doping komitesi başkanı Dollé, şüpheli atletlerin listesini talep eder ve Aslı'nın da aralarında bulunduğu liste Dollé'ye teslim edilir.
"ASLI VE EŞİ: GARANTİ VERİRSENİZ ÖDEME YAPARIZ"
Aynı günün akşamında PMD, Aslı, eşi, kulüp başkanı ve Fransızca konuşan kulüp doktoru bir buluşma gerçekleştirir. PMD, bu buluşmada doping olayının ücret karşılığında üstünün örtülebileceğini ifade eder. 250 bin ile 100 bin Euro arasında bir rakamdan bahsedilir. Aslı ve eşi, bir garanti verilirse ödeme yapmaya hazır olduklarını söyler. İlk etapta 35 bin Euro'luk bir ödeme yapılır. Geri kalan ise iş bittikten sonra verilecektir. PMD, 21 Kasım 2012'de
İstanbul'dan ayrılır. 1 hafta 10 gün sonra
Türkiye Atletizm Federasyonu (TAF), Dollé imzalı belgeyle Aslı'nın savunmasının yetersiz olduğunu ve ömür boyu men cezası talep edildiğini öğrenir.
"DİĞER KARDEŞ CEZA ALMAYACAĞININ GARANTİSİNİ VERMİŞ"
Yaklaşık 1 yıl sonra ise bu sefer diğer kardeş KD, devreye girer. TAF'ın 19 Aralık 2013'te yaptığı "Aslı doping yapmamıştır ve ceza uygulanmayacaktır" açıklamasının ardından KD harekete geçer. Eski bir federasyon başkanı, Aslı ile KD arasında bağlantı kurar ve PMD'nin aslında bir yalancı olduğunu, KD'nin ise güvenilir olduğunu savunur. 28 Aralık 2013'teki görüşmede KD, ceza alınmayacağı garantisini verir. Bu sefer para konuşulmamıştır ama ödeme yapılması kesindir.
"20-25 BİN EURO ARASI ÖDEME YAPILMIŞ"
Aslı, KD'yi dinlemekle bir şey kaybetmeyeceğini düşünür ve KD ve eşinin
Türkiye'deki masraflarını karşılar. Buna uçak biletleri ve pasaport ücretleri de dahildir. 10-12
Şubat 2014 tarihlerinde Aslı'nın 20 - 25 bin Euro arası bir ödeme yaptığı ortaya çıkar.
Aslı, KD ile görüşmesinde PMD'ye yaptığı 35 bin Euro'luk ödemeyle dolandırıldığını ifade eder. KD'nin IAAF'in
Monaco'daki merkezine en yakın yer olan Nice'e sayısız seyahat yaptığı ve burada yetkilileri ikna etmek için bir dizi görüşme yaptığı ortaya çıkar. KD, babasıyla (
Lamine Diack) görüştüğünü ve bir sorun çıkmayacağını Aslı'ya iletir. 12
Şubat 2014'te
İstanbul'dan ayrılır."
DOPİNG SÜRECİNDE NELER YAŞANMIŞTI?
IAAF, 2013'ün mart ayında 2012
Londra Olimpiyatları'nda kadınlar 1500 metrede altın madalya kazanan Aslı'nın biyolojik pasaportundaki verilerde sapmalar bulunduğunu,
Türkiye Atletizm Federasyonu'na (TAF) bildirmiş ve gerekli cezanın uygulanmasını istemişti.
TAF, aynı yıl aralık ayında internet sitesinden yaptığı duyuruda, milli atletin doping kurallarına aykırı hareket etmediğine ve bu nedenle ceza tayinine yer olmadığına karar verildiğini açıklamıştı. Bunun üzerine IAAF, geçen yıl şubat ayında CAS'a başvurmuştu. Yaklaşık 1,5 yıl sonra CAS kararını vermiş ve Aslı'yı 8 yıl müsabakalardan men etmişti.