Değerli dostlarım bugünkü hukuki yazımda Anayasa Mahkemesine başvuru şartlarını anlatacağım.Öncelikle Anayasa mahkemesine başvurabilmemiz için Kanun Yollarının Tüketilmesi gerekmektedir.
Anayasal haklarının ihlal edildiğini iddia eden herkes ilk önce bu alanda asıl görevli olan olağan yargı yerleri önündeki mekanizmaları harekete geçirecek ve burada bir çözüm bulamaması halinde, iddiasını Anayasa Mahkemesi önüne taşıyabilecektir. Bu nedenle kişilere bu yola başvurmadan önce ihlale neden olduğunu ileri sürdükleri işlem, eylem ya da ihmal için “kanunda öngörülmüş idarî ve yargısal başvuru yollarının tamamını” tüketmiş olmaları zorunluluğu getirilmektedir.
Kanun yollarının tüketilmesi şartı, bireysel başvuruda “kanun yollarında gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz” hükmü ile birlikte ele alındığında bu başvurunun istinaf ve temyiz benzeri veya onların uzantısı bir başvuru yolu olmadığı ortaya çıkmaktadır. Anayasa Mahkemesi, sadece bir hak ve özgürlük ihlali iddiasını spesifik anayasa hukuku bağlamında inceleyecektir. Temyiz ve istinafta yapıldığı gibi ilk derece mahkemelerinin olayları ve delilleri doğru değerlendirip değerlendirmediği, kanun hükümlerinin yorumlanması ve somut olaya uygulanmasında bir hata yapıp yapmadığı veya onların usul meseleleri hakkında kararlarının irdelenmesi Anayasa Mahkemesinin yetki alanı dışındadır.
Güncel ve Kişisel Bir Hakkın Doğrudan Etkilenmesi
“Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir”. Bireysel başvuru yoluna ancak temel hakkın ihlalinden şahsen mağdur durumda bulunan kişigidecektir.
Konunun Temel Anayasal Önemi
Anayasa “Mahkeme(si), Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımayan ve başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı başvurular ile açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir”.Bu cümleden diğer şartları taşısa dahi Mahkemenin iki tür başvuruya bakmayabileceğini sonucunu çıkarabiliriz. İlki açıkça dayanaktan yoksun olan başvurulardır. Diğeri ise başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı ve aynı zamanda Anayasanın uygulanması ve yorumlanması ya da temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımayan başvurulardır.
BİREYSEL BAŞVURU USULÜ
Başvurunun Yapılacağı Yerler
Bireysel başvurular Kanun ve içtüzükte gösterilen usul ve esaslar çerçevesinde yazılı olarak ya doğrudan doğruya Anayasa Mahkemesine ya da Anayasa Mahkemesine ulaştırılmak üzere diğer mahkemelere veya yurt dışı temsilciliklere yapılabilir.
Başvuru Harcı
Kanun bireysel başvurunun harca tabi olduğunu belirtmiştir.
Avukatla Başvuru Mecburiyeti
Kanunda bireysel başvurucunun avukatla temsil zorunluluğunu getiren bir düzenleme olmadığı gibi bunu engelleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Başvurucu isterse bir avukatla temsil edilebilir, fakat bu durumda vekâletnamenin başvuru dilekçesi ile birlikte Mahkemeye sunulması gerekmektedir.
Başvuru Dilekçesi ve Ekleri
Bireysel başvuru dilekçesinde bulunması gerekenler Kanunda sayılmaktadır:
1-Başvurucunun ve varsa temsilcisinin kimlik ve adres bilgileri,
2-İşlem, eylem ya da ihmal nedeniyle ihlâl edildiği ileri sürülen hak ve özgürlük,
3-Dayanılan Anayasa hükümleri ve ihlâl iddiasının gerekçesi,
4-Kanun yollarının tüketilmesine ilişkin aşamalar,
5-Başvuru yollarının tüketildiği veya başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarih
6-Başvurucu zarara uğramışsa zararın miktarı,
7-Başvurucunun iddiasına dayanak yaptığı deliller.
İhlâle neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da örneği ile başvuru harcının ödendiğine dair belgenin de dilekçeye eklenmesi gerekir. Bunlara ilaveten başvurucu bir avukat tarafından temsil ediliyorsa, temsile ilişkin vekâletnamenin de sunulması gerekir.
BAŞVURULARIN İNCELENMESİ VE KARAR
İlk İnceleme
Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik incelemesi komisyonlar tarafından yapılacaktır. Komisyon, önüne gelen bir başvuru dosyası üzerinde, ilk olarak başvurunun usulüne uygunluğu (başvuru evrakının tam olması, başvurunun yapıldığı yer vb.) ve onun Mahkemenin yetkisi (konu, zaman, yer ve kişi bakımından) dâhilinde olup olmadığı yönlerinden bir inceleme yapar. Ayrıca başvurunun kabul edilebilmesi için komisyonun başvurunun temel anayasal önemi konusunda ikna olması veya başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun olarak değerlendirmemesi gerekir. Komisyonlar bu incelemelerini dosya ve evrak üzerinden yapacaktır.
“Kabul edilebilirlik şartlarını taşımadığına oy birliği ile karar verilen başvurular hakkında, kabul edilemezlik kararı verilir. Oy birliği sağlanamayan dosyalar bölümlere havale edilir”. Böylece komisyonlarda çözülemeyen kabul edilememe sorununun doğrudan ilgili bölüme havale edilmesi ve bu konudaki kararın bölüm tarafından alınması esası benimsenmiştir. Gerek komisyon gerekse bölümler tarafından alınan kabul edilemezlik kararları kesin nitelik taşımakta ve ilgililere tebliğ edilmektedir.
Esas İnceleme
Kabul edilebilirliğine karar verilen bireysel başvuruların esas incelemesinin her biri bir başkanvekili ve dört üye ile toplanan iki bölüm tarafından yapılacağı esası getirilmektedir.
Bölümler esasa ilişkin incelemelerini dosya üzerinden yapmakla beraber gerekli gördükleri hallerde duruşma yapılmasına da karar verebilirler. Ayrıca bölümler “bir temel hakkın ihlal edilip edilmediğine yönelik her türlü araştırma ve incelemeyi yapabilir. Başvuruyla ilgili gerekli görülen bilgi, belge ve deliller ilgililerden istenir”.
Salt bireysel başvurunun yapılmasının ilke olarak başvuru konusu işlemin yürürlüğü üzerinde bir etkisi olmamaktadır. Ancak bölümler, esas inceleme aşamasıyla sınırlı olarak başvurucunun temel haklarının korunması için zorunlu gördükleri tedbirlere “re’sen veya başvurucunun talebi üzerine karar verebilir”.
“Bölümlerin, bir mahkeme kararına karşı yapılan bireysel başvurulara ilişkin incelemeleri,
bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve
bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi ile
sınırlıdır. Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz”.
Kararlar
Esas inceleme neticesinde bölümler tarafından iki farklı kararın alınması mümkündür:
Başvurucunun bir temel hakkının ihlal edildiği kararı ya da
Bir temel hakkının ihlal edilmediği kararı
Bir temel hakkın ihlal edildiğinin tespiti halinde Anayasa Mahkemesi “ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere” de hükmeder. Ancak ihlalin bir mahkeme kararından kaynaklanması halinde Anayasa Mahkemesinin öncelikle bu ihlalin ortadan kaldırılması için yeni bir yargılamaya gereksinim bulunup bulunmadığı konusunda değerlendirme yapması gerekir.
Yeniden Yargılamada Hukuki Yarar Olmaması: Bazı durumlarda ihlalin niteliği nedeniyle bunun giderilmesi yeni bir yargılamayı gerektirmez. Bu takdirde Anayasa Mahkemesi
Ya doğrudan başvurucu lehine kendisi tazminata hükmedecek
Ya da kendisi tazminata hükmetmek yerine başvurucuya genel mahkemelerde dava açma yolunu gösterebilecektir.
İhlalin ortadan kaldırılması için yeni bir yargılamanın gerekmesi: Anayasa Mahkemesi, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosyayı ihlale neden olan işlemi yapan mahkemeye gönderir. Bu karar doğrultusunda yeniden yargılama yapmakla yükümlü olan mahkeme, mümkünse dosya üzerinden Anayasa Mahkemesinin ihlâl kararında tespit ettiği ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak nitelikte karar vermelidir.
Diğer görevleri çerçevesinde verdiği kararlar gibi bireysel başvuru bağlamında verilen “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir … ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar”. Bu nedenle, yargı mercilerinin buna direnmesi ya da aksi yönde karar vermeleri düşünülemez. Bu kurala aykırı hareket edilmesi her şeyden önce yeni bir temel hak ihlalini ortaya çıkaracağından başvurucunun tekrar Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi mümkündür.Bu konudaki sorularınızı Nevin ÖMEROĞLU DEMİREL FACEBOOK Ve 0 532 508 90 45 nolu telefona bildirebilirisiniz .Saygılar
ÖMEROĞLU HUKUK BÜROSU
AVUKAT NEVİN ÖMEROĞLU DEMİREL
(İstanbul Barosu )